
Şu günlerde anarşistlerin ”devletsiz toplum” dediği düzene gerçekten de çok yakınız. İstanbul’da kar yağışı oluyor; yollar kilit, ulaştırma bakanlığı görevini yapamıyor. Ankara’da Ali kıran baş kesen benzeri bir Polis; kanunsuzca, kafasına göre bir dükkanın işine engel oluyor, bunu engellemeye çalışan Milletin Vekiline ise ”Lan” diyebiliyor. Bu kanunsuzluğa ise devletin ne savcısı, ne başka bir yetkilisi ne de Belediye Başkanı müdahale etmiyor; Devlet kanunsuzlukları engellemiyor, müdahale etmiyor, suçu engellemiyor. Kamu Yönetiminde çok çok büyük boşluklar var. Türkiye’nin çok farklı siyasi görüşlerden 6 lideri de bu boşlukları doldurmak, ülkenin devlet yapısını düzeltmek için; Sosyal Demokrat, Milliyetçi, Muhafazakar, İslamcı görüş fark etmeden oturup ülkedeki devlet yapısını düzeltmek için istişare ediyorlar. 6’lı masanın bir araya geliş sebebi sadece Erdoğan’ı yollamak değil, devlet düzenini tekrar yapılandırmak. İsim odaklı değil, sistem odaklı giden bir masadan bahsediyoruz. Ali Babacan’ın da, ” Şu anda biz, öncelikle kurumsal yapıyı çalışıyoruz. Koskoca devlet yapısını çalışıyoruz. Geçiş sürecinde ülkenin nasıl yönetilmesi gerektiğini çalışıyoruz. Bunlar bittikten sonra, “Peki hadi bakalım, bu işi en iyi kim yapar” onu konuşmaya başlayacağız. sözleri de bu durumu çok iyi açıklıyor.