Şu sıralar çok revaçta olan bir söz var: Y-CHP.
Kılıçdaroğlu, Genel Başkanlığının 317. gününde bir açıklama yaptı: ‘’Biz, yeni CHP’yiz. Proje üreten, ülkesini düşünen, yarattığı değerleri hakça bölüşen, yoksulluğu tarihe gömmeyi düşünen yeni bir anlayışın sahibiyiz. İnançlara, etnik kimliğe saygılı, bunları siyasetin odağına koyan partilerden olabildiğince uzak duran, 19. Yüzyılın politikalarını reddeden yeni bir anlayışın sahibiyiz’’ dedi. Bu açıklamanın ardından CHP’de bir dönüşüm başladı. Kürtler CHP listelerinden vekil adayı oldu, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı bir İslamcı oldu, Kılıçdaroğlu Doğulu aşiret liderlerine ve başörtülülere rozet taktı, Ankara’da, ‘’Maneviyatsız ülkücülüğün CHP’lilikten farkı yok’’ diyen ülkücü birisini aday gösterdi, İstanbul’da Kuran okuyarak seçim kazandı ve en önemlisi ‘’helalleşme’’ adı verilen bir yolculuk başlatarak günahlarından arınmayı amaçladı.
Peki değişen sadece CHP mi?
Hayır. Gezi Parkı ve 17-25 Aralık olaylarında Erdoğan’ın ‘’Hepiniz mi bana komplo kuruyorsunuz?’’ sözleri ile Ak Parti de bir dönüşüme gitti.
Ak Parti Babacanların, Güllerin partisiyken; Perinçek-Soylu gibi güvenliği bireysel özgürlüklerin önüne koyan insanların partisi haline geldi.
Yıl 2013: Tatlıses ve Şiwan Perver, Erdoğan’ın karşısında Kürtçe şarkı söylüyor, Erdoğan Milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık diyor, Ak Parti tabanı bunu onaylıyor…
Bugün ise Ak Parti tabanının çoğu Milliyetçiliğe sempati ile bakıyor.
Peki bu değişim nasıl oldu?


2014… Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşıyor, Erdoğan geziden ‘Zaferle’ çıkmış, Cumhurbaşkanı olacağına kesin gözü ile bakılıyor; ancak önemli olan bir husus daha var: Erdoğan’dan sonra Ak Parti Genel Başkanı yani Başbakan kim olacak?
Herkes, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı görevini bıraktıktan sonra Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan olmasını bekliyordu.
Gül de “Partime döneceğim. ” açıklaması ile bunun sinyalini veriyordu.
Ardından Erdoğan’dan beklenmedik bir hamle geldi: Partinin yeni liderini ve Başbakanı belirleyecek Ak Parti Kongresi, Gül’ün görevi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a devretmesinden bir gün önceye, 27 Ağustos Çarşamba günü olarak belirleniyor. Yani Gül Genel Başkanlığa aday olamıyor. Erdoğan, kardeşim dediği Abdullah Gül’e beklenmedik bir hamle yapıyor ve artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının sinyalini 2. kez veriyor.
Yeni Lider Davutoğlu
Ahmet Davutoğlu; Entelektüel, Muhafazakar, Batı ile diploması yapabilecek, tam o dönemin Ak Partisi’nin profiline uygun birisi olarak kamuoyunda konuşuluyordu.
Burada unutulmaması gereken bir nokta ise şu: Ahmet Davutoğlu 7 Haziran seçimlerine kadar zor bir süreci yönetti. 7 Haziran’da ise sandıktan Ak Parti için beklenmedik bir sonuç çıkıyor: Ak Parti, girdiği bir seçimde ilk kez yenilmiş, tek başına hükümeti kurabilecek güce ulaşamamıştı.
Davutoğlu, bu süreçte inadına barış inadına çözüm süreci derken; HDP, insanları galeyana getirecek açıklamalar yaptı. Bu, Davutoğlu ve Ak Partiyi mecburen ‘’Milliyetçiliğe’’ itti. İşte, Cumhur İttifakının sosyolojik temelleri 7 Haziran / 1 Kasım sürecinde atıldı. Ak Parti tabanı bu süreçte HDP’den nefret etmeye başladı ve Milliyetçileşti, öte yandan bazı Milliyetçiler terör dursun diye Davutoğlu’na oy attı.
2015 yılında bombaların ardı ardına patlaması insanları keskinleştirdi. Davutoğlu ise kurulan bir komplo yüzünden görevden ayrıldı. Yeni lider Binali Yıldırım oldu. Fakat kabinede Yıldırım’dan daha çok öne çıkan bir isim Süleyman Soylu oldu.
Soylu, sert mizaçlı, Merkez Sağ’dan gelmiş, Milliyetçi profilde birisiydi, Bombaların patladığı dönemde istenilen Milliyetçi sert söylemleri veren birisiydi. İlk başlarda bu işe yaradı, yiğidi ölür hakkını yeme patlayan bombalar bir nebzede olsa durulmuştu; fakat bombaların durulmasına rağmen toplumu kutuplaştıran, radikalleştiren söylemler hâlâ bir kriz varmış gibi söylenilmeye popülizm yapılmaya devam ediliyordu.
2017 yılında ise Ak Parti zorda kaldığı için yapılmaması beklenen bir şeyi yapıyor… Erdoğan için Başbakanlık Sistemi kesinlikle gerekliydi. Daha 4 sene önce Milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık diyen Erdoğan, Başkanlık sistemi için MHP ile ittifak yapıyor. Karşı çıkanlara terörist imasında bulunacak kadar toplumu kutuplaştıracak söylemler bu dönemde artıyor. Tabi bu sırada Ak Parti tabanı kutuplaşmanın etkisi ile, yanında olan Bahçeli’ye, 2-3 sene öncesinde nefret ettiği Bahçeli’ye sempati ile bakmaya başlıyor.
2018 yılında Erdoğan, Ulusalcı Muharrem İnce’ye karşı MHP desteği ile seçimi kazanıyor…
2019 yılında Ak Partide Milliyetçi değişim çoktan tamamlanmıştı bile… Milliyetçiliği ayaklar altına alan Erdoğan’dan bozkurt işareti yapan bir Erdoğan’a varılmıştı. Tabi bu değişim sırasında Dolar 1.90’lardan 5’lere, Enflasyon 7’lerden, 11’lere çıkmış, faizler artmış daha da önemlisi orta sınıf ve esnaf sınıfının alım gücü erimişti. Öte yandan partinin kurucu kadrosundan Babacan, görevlerini zaten bırakmış, seçilmiş bir Başbakan’a komplo kurulmuş, Partinin emektarı Arınç ile Erdoğan’ın yeni yol arkadaşı Bahçeli kavgalar etmiş, Erdoğan, yeni arkadaşlarını desteklemişti. Türkiye’nin en büyük 2 şehrindeki nerdeyse 20 yıllık belediye başkanları görevden alınmıştı, adeta Ak Parti kadro ve yönetim değiştirmişti. İşte tüm bunlar ile gidilen Yerel Seçimlerde Ak Parti, tarihinin en büyük darbesini aldı: Başkent’i ve Türkiye’nin anahtarı İstanbul’u kaybetti. Ama yine kendi isteği ile tepe taklak gitmeye devam etti. İstanbul seçimleri tekrarlandı. Daha da büyük hezimet alındı, başta 30 bin oy ile kaybedilen İstanbul bu sefer 806 bin oy ile kaybedildi.
2019’un son dönemlerinde Önce son Başbakan Davutoğlu, gözleri yaşlı bir şekilde partisinden istifa etti. Yeni bir parti kurdu. “Ben davadan değil partiden ayrıldım diyerek.” kendisinin inandığı değerlerin aynı olduğunu; fakat Ak Parti’nin değerlerinin aynı olmadığını ifade etti.
Ak Parti’yi Ak Parti yapan şey bu ülkeyi yaşadığı sefaletten kurtarmasıydı. Bunun mimarı Babacan da partisini kurdu. Ak Parti ise bir avuç Erdoğancı ve Milliyetçinin elinde günden güne erimeye devam etti, ediyor.
Erdoğan’ın yeni “Dostları” Ak Parti’yi nasıl da eritti ama! Erdoğan’ın kuyusunu nasıl kazdı ama! Ak Partililer anladığında iş işten geçecek…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.