
”Endişeli Muhafazakarlar”, Çeşitli problemlerden dolayı Ak Partiden kopan ve kopmayı düşünen ama muhalefete oy vermekte ”endişeleri” olan Muhafazakar seçmeni tanımlayan tabir.
Bazı Endişeli Muhafazakarlar ile konuşup endişelerinin neler olduklarını sorduk.
Enes, 22 Yaşında, İktisat öğrencisi. Muhammet 23 Yaşında, Üniversite öğrencisi, Deva Partisinde görevli, ve ismini vermek istemediği için kendisine ”İnovatif” olarak seslendiğimiz 19 yaşındaki, üniversite hazırlık öğrencisine sorularımızı sorduk.
Kendilerine sorduğumuz soruları ve cevaplarını aşağı kaydırarak okuyabilirsiniz.
1-Son genel seçimde oy verdiniz mi, verebilseydiniz kime oy verirdiniz?
Enes: Son genel seçimlerde 17 yaşında olduğum için oy vermedim. Oy verebilsem o zamanki aklımla Erdoğan-Ak Parti şeklinde oy verirdim ama şu anki aklımla düşününce Erdoğan-Saadet şeklinde oy kullanmak daha mantıklı görünüyor.
İnovatif: Yaşım yetmediği için oy veremedim ancak verme imkanım olsaydı Abdullah Gül’ün adaylığı için çaba sarf ettiklerinden ötürü Saadet Partisi’ne oy verirdim.
Muhammet: Ülkedeki sıkıntılı süreci Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde atlatabileceğine inandım ama yanıldım. Tayyip Bey’in seçimde bulunduğum seçmen kitlesine etkisi çok yüksekti ancak demokratik normlar açısından sonrasında uyguladığı politikaları Türkiye toplumu için olumsuz değerlendirdim. Erdoğan’a oy vermemde, karşı adayın Muharrem İnce olması büyük bir etkendi.
2-Olası bir iktidar değişiminde nelerin olmasından endişe duyuyorsunuz
Enes: 2 tane endişem var: Dini özgürlüklerden ve/veya ifade hürriyetinden taviz verilmesi. 6’lı masa dışındaki partilerden zaten bir ümidim yok. 6’lı masa içerisinde ise CHP ve İYİP gibi tam manasıyla güven vermeyen partilet var. Özellikle CHP yönetiminin çoğu bu konularda daha hoşgörülü olsalar da bazı milletvekillerinin durup dururken başörtüsü düşmanlığı yapması beni geriyor.
İnovatif: Müslüman ve Kürt bir birey olarak olası bir iktidar değişiminde yeni gelecek hükümetin kemalist bir bakış açısıyla Müslümanları ve Kürtleri 2. Sınıf olarak görmesinden, bugün bile açık bir şekilde kınayamadıkları tek parti dönemi uygulamalarını ve sözde çok demokratik ve parlak(!) 90’lı yılları sahiplenmelerinden endişe duyuyorum. Ayrıca 2022 yılında olmamıza rağmen demokrasi ve ekonomik istikrar iddiasında bulunan millet ittifakı partilerinin hala andımız gibi uygulamaları ve vergilerin artmasına sebebiyet verecek popülist sol ekonomi politikaları savunması da endişe verici bir durum. Buna ek olarak ülkemizin savunma sanayi alanında kazandığı bazı tecrübeler var, bu projelerin iptal edilmemesinin garantisini tek seferlik bir teknofest ziyaretiyle verebileceğini sanmak, insanların buna inanancağını düşünmek ise ayrı bir akıl tutulması. Kanunsuzluklar veya usulsüzlükler olabilir ancak bunun çözümü yalan ve kara propaganda ile ülkemizin yerli projelerini karalamak değildir; bu projeler ülkemize, tüm milletimize aittir ve olası bir yeni hükümet tüm Türkiyelilerin kültürel ve etnik farklılıklarına saygı göstererek ve değer vererek herkesin bu projeleri sahiplenmesini sağlamalıdır. Millet ittifakının bazı milletvekillerinin ve yetkililerinin savunma sanayii alanındaki sözleri ve bilgisizce yaptıkları açıklamalar çok komik ve endişe verici. Böyle bir güruhun ülkeyi bugünden daha iyi yönetebileceklerine inanmak istiyorum ancak her seferinde farklı bir akıl tutulmasıyla karşılaşıyoruz. Ülkemizin birlik-beraberliği için ayrıştırıcı ve belli kesimleri üstünleştiren yasaların değişmesi gerektiği kanaatindeyim. Devletimizin farklı etnik ve dini kimlikleri sahiplenmesi gerekirken millet ittifakının hala üstün kimlik ve andımız savunması üzücü bir durum. Bunun yanında zorunlu askerlik ve bedelli askerlik gibi uygulamaların kaldırılması gerektiğini ve daha sivil bir ülke olmamız gerektiğini düşünüyorum. Deva Partisi zorunlu askerliği kaldırmayı vadetse bile chp ve ip bu konuda bana umut vermiyor. Ayrıca cumhurbaşkanımızı çokça eleştirdikleri ‘hakaret davaları’ konusunda cumhurbaşkanımızdan daha insafsız davrandıklarını ve düşünce hürriyeti açısından tahammülsüz olduklarını düşünüyorum.
Muhammet: Ak Parti seçmeninin düşmanlaştırılması, bunun sonucunda da toplumun kutuplaşması korkusunu taşıyorum; fakat Gelecek, Deva ve Saadet Partisinin bulunduğu ittifaktan endişe duymam
3- Bazı muhalif partilerin, muhafazakar vatandaşları 2. sınıf vatandaş olarak göreceğini düşünüyor musunuz?
Enes: Muhalefet partilerinin muhafazakar insanları 2.sınıf vatandaş gibi görse bile bunu açıkça belirtmeye cesaret edemeyeceklerini düşünüyorum, aksi halde sonraki seçimde Ak Parti’nin çok yüksek bir oy oranıyla tekrardan iktidara gelmesi çok muhtemel. Bu noktada partilerin resmen olmasa bile partililerin muhafazakar insanlara fiilen 2.sınıf vatandaş muamelesi yapması muhtemel bir durum olsa da beni pek endişelendirmiyor. Bunun ise tek bir sebebi var: 6’lı masada Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu ve Temel Karamollaoğlu var. Muhafazakarlar bu liderleri kendilerinden görüyor ve özellikle dini özgürlükler konusunda güveniyor. Bu nedenle içim rahatlıyor.
İnovatif:Evet, genel başkanları her ne kadar bunu inkar etseler ve sözde helalleşme ziyaretleri yapıp ‘biz değiştik’ imajı verseler bile bu partilerin mensuplarının, bazı görevlilerinin muhafazakarları bazen dinci bazen islamcı bazen de gerici/yobaz kelimelerini kullanarak kendilerince alt gördüklerine şahit oldum. Parti başkanları değişmiş gibi görünse de bu insanlar zihniyet olarak 2002 ve 2007’de cumhuriyet mitinglerinde neredeyseler halâ aynı noktadalar. 2007’de cumhuriyet mitinglerini aşkla savunan bazı insanların hala chpde makam sahibi hatta vekil olduklarını unutmamalıyız. Helalleşme samimiyse bu insanlar neden çıkıp açıkçası özür dilemiyorlar veya chpliler bu insanlar sanki hayaletmiş gibi davranıyorlar? Muhafazakarları aptal yerine koyup inanacaklarını düşünüyorlar ancak bu gidişle seçim sonuçları açıklandığında bazı ‘güvenilir’ anket firmalarının gazına geldiklerini ve kendilerini tatmin ettiklerini anlayacaklarını düşünüyorum.
Muhammet: Görmüyorum; çünkü Ak Parti ile çıkar ilişkisi olan vatandaşlar ile gönülden bağlı olan vatandaşların farklı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Türkiye’de ideolojik eksenli bir iktidar değişimine izin vermeyecek unsurların muhalefet bloğunda oldukları gerçeği göz ardı edilemez.
4-Muhalefetin iktidara geldiği takdir de Türkiye’yi demokratikleştireceğine inanıyor musunuz?
Enes: Evet inanıyorum. Hatta bazı liderler bunu kalben arzulamasa bile mecburiyetten yapacaklarına inanıyorum. Erdoğan gibi bir otokrat lider tecrübesini ve korkusunu herkes yaşadı, yaşıyor. 6’lı masa liderleri Türkiye’yi mecburen demokratikleştirecek çünkü kendi dönemlerinde ülkeyi 2010’lu yılların başarısına taşıyamazlarsa Erdoğan gibi bir liderin seçilme ihtimalini göz önünde bulunduracaklar. Tüm dünyada olduğu gibi hiçbir muhalefet partisi otokrat bir iktidar istemez.
İnovatif: Muhalefetin cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül veya Ali Babacan gibi demokrasiyi benimsemiş, uluslararası insan haklarını bilen, geçmişte bunlara riayet etmiş ve özü demokrat bir isim olursa ülke demokratikleşir ancak halâ 90’lı yılların karanlık günlerinden övgüyle bahseden veya tek parti döneminde sorun görmeyen sözde demokratlar işin içine girerlerse kısa süreli olumlu bir etki olur ancak sonrasında biden yönetiminin yaşadığı krizler gibi krizler yaşanır diye düşünüyorum. Şu an bile 6lı masa neredeyse her ay farklı bir konudan ötürü kriz yaşıyor.
Muhammet: Muhalafetin iktidardan daha demokratik bir tutum sergileyeceğine inanıyorum çünkü sebebi güçlendirilmiş parlementer sistem önerisi ve uzlaşı kültürünün sağlanma arzusu olarak görüyorum
5- Sizce Muhalefet, muhafazakarlar rövanş almak isteyecek mi?
Enes: Muhalefetin içinde muhafazakarlardan rövanş almak isteyen gruplar olduğu bir gerçek. Bu grupların rövanş almaları için iktidar sopasının tamamını ellerinde tutmaları lazım ki sopayı muhafazakarlara sağlam vurabilsinler. Seçimden sonra Ali Babacan gibi bir ismin o sopayı tutan ellerden biri olacağını bilmek kendini muhafazakar olarak tanımlayan bir çok tanıdığıma güvence veriyor. İnsanlar biliyorlar ki sadece muhafazakarlara değil, kimsenin kimseye zulmetmesine izin vermeyecek bir isimdir Ali Babacan.
İnovatif: Muhalif partiler arasındaki görece demokrat partiler istemese bile geçmişten beri nefret güden bazı partilerin mensupları tabi ki rövanş almak isteyeceklerdir. Bu partilerde hala 2007’deki cumhuriyet mitinglerini savunan,90’lı yıllarda sorun görmeyen, sözde demokrat insanlar var.
Muhammet: Öyle bir isteklerinin olmayacağını düşünüyorum. Ahmet Davutoğlu ve Temel Karamollaoglu gibi insanların yer aldığı blokta kimse kimliğinden dolayı yargılanmaz, suçlarından dolayı yargılanır.
7- Muhalefet sizin oyunuzu almak için ne yapmalı
Enes: Muhalefetin benim oyumu almak için yapması gerekenler çok basit. Önce din tüccarlığını bırakıp takiyye yapmayacaklar. İslam ile uzaktan yakından alakası olmayan kişilerin seçim dönemleri dindar rollere bürünmesi içimizi rahatlatmıyor. Bizi kandırdıklarını düşündürüyor. Diğer bir mevzu ise içlerinde temsil oranını yükseltmeleri. Bugün DEVA Partisi’ne baktığımız zaman her kesimden insanın kendine yer bulabildiğini görüyoruz. Diğer muhalefet partilerinin bunu gerçekleştirebilecek kadar demokratik olduklarını düşünmesem de bu konu üzerine çalışabilirler.
İnovatif: -Tüm vatandaşları eşit kabul eden ve Türkiye’de yaşayan herkesin bu ülkeyi sahiplenmesini sağlayacak bir anayasa ve toplumun tamamını kucaklayacak demokratik bir Cumhurbaşkanı adayıyla seçime gitmeliler. Muhalefet şu an böyle olduğunu iddia etse bile bazı partilerdeki insanların sosyal medyadaki ve reel hayattaki söylemleri bunun takiye olduğunu maalesef kanıtlıyor. Abdullah Gül veya Ali Babacan gibi isimler aday olmalı, bu insanların olmadığı veya garanti vermediği bir hükümeti onaylamam veya oy vermem.
Muhammet: Muhalefet daha diri durmalı, merkezde konumlanmalı, hesap verebilirlik ve şeffaflık konusundaki tutarlılığını seçimden önce ortaya koymalı. Örneğin; seçimi kazandıkları takdirde uygulayacakları somut politikalar ve devlet yönetimindeki kadro planlamalarını açıklamalı.
8- Ak partiye hala oy verme ihtimaliniz var mı?
Enes: Bilsem ki öleceğim ve kurtuluşumun tek yolu Ak Parti’ye oy vermek, ölmeyi tercih ederim. Bunun belki yüzlerce sebebi olsa da en büyük sebebi Ak Parti teşkilatlarının kul hakkı yediğini düşünmemdir. Diğer bir sebep ise inancımı suistimal etmeleridir. Her yaptıkları şeyi “İslam böyle emrediyor, bu Allah’ın isteği” diye aklayan din tüccarlarına oy vereceğime oy pusulasını yutarım daha iyi.
İnovatif:Ak Parti geçmişte ülkemiz tarihi açısından çok büyük ekonomik ve demokratik atılımlar gerçekleştirmiş bir parti. Her ne kadar bugün baktığımızda o günkü kadronun çoğunluğu görevde olmasa bile 2001’de yazılan ilk parti programındaki ilkelerin bütün partiler tarafından örnek alınması gerekiyor. Ak Parti bu kurucu ruhuna dönüş sağlarsa veya geçmişteki gibi Kürtleri daha kucaklayıcı bir dil kullanırlarsa ,ki bu konuda muhalefetten daha samimiler, bunlar ekonomik olarak da olumlu olarak yansır. Reform derken kastettiğim şey bu, bunu gerçekleştirirlerse ve bu reformlar muhalefetten daha samimi gelirse tabiki verebilirim. Halâ 2002-2015 arası yaşanan olumlu gelişmelerin hakkını teslim edemeyen ve Ak Parti hükümetleri dönemini toptan kötü bir şeymiş gibi lanse eden sözde demokratlara inanmaktan daha mantıklı bir hareket olur. Ayrıca Ak Partinin şu an ekonomik ve demokratik reformlar yapması muhalefetten daha kolay olur ve kısa sürede hemen gerçekleşir. Cumhurbaşkanımızın yetkileri bu reformları çok hızlı gerçekleştirmesine olanak sağlayacaktır diye düşünüyorum ayrıca Erdem Başçı, Mehmet Şimşek, Bülent Arınç gibi isimlerin hala görev alabilecek noktalarda olduklarını düşünüyorum.
Muhammet: Çok düşük de olsa var. Mecliste cumhur ittifakına oy vermem imkansız ancak, Tayyip Erdoğan’ın karşısından ondan daha otoriter bir aday görürsem Tayyip Bey’e düşük te olsa oy verme ihtimalim var.