Türkiye’de liberalizmin en önemli karakteristiği çoğulculuğudur. Siyasi bir ideoloji yahut şemsiye terimi olarak liberalizm, her zaman farklı fraksiyonlara ve fikirlere sahip olmuş heterojen bir harekettir. Liberal demokrasi fikri sadece güçler ayrılığı ile ilgili olmayıp, aynı zamanda kişinin dilediği herhangi bir konuda kendi görüşünü açıkça ifade edebilme özgürlüğü ile de ilgilidir. Bu nedenle liberalizm toplumun çeşitli kesimleri tarafından kabul görebilmiş ya da en azından toplumun bu birbirinden uzak görünen çeşitli kesimlerini beraberce içinde barındırabilen liberal sivil toplum kuruluşları ortaya çıkabilmiştir. Klavye2002 olarak bizim yegane gâyemiz, liberalizmin kurucu ideolojinin belirlediği sınırlara teslim olduğunu yahut global liberal endişeleriyle bir noktada zaman kaybedilerek ülkemizin kökten gelen asıl sorunlarının görmezden gelinmesine sebep olunduğunu düşündüğümüz bu yıllarda, liberal bir hayat nasıl yaşanır; kurucu ideolojinin ezberlerine bağlı olmadan ve ülkede İslamcısından Kürdüne, Ermenisine, hatta ve hatta Cumhuriyet tarafından azınlık olarak bile tanınmamış Süryanisine ve tabii ki demokratlarına kadar herkesin kendine bir yer bulabileceği özgürlükçü bir oluşumun nasıl olacağını göstermektir.
Bu Klavye Sadece Gerçekleri Yazıyor.
